Ön Yargının Sonrası
- bigesanli_iletisim

- 29 Haz 2020
- 2 dakikada okunur
“Kaçınılmaz Yargı”nın Hazırlığı
Dört günlükken buluştuğumuz Osman bugün on yedinci gününe girdi ve birlikte geçirdiğimiz zaman içerisinde sadece Osman değişmedi. Büyük bir kayıp yaşadık ailemizde ve yaşantımız, akışı değiştirecek bir yeniliğe daha gebe.
Bizler de hayatı kutlamak, paylaştıklarımıza ve paylaşacaklarımıza teşekkür etmek için çok değerli iki dostumuzun daveti üzerine Kilyos’ a gitmeye karar verdik. Ancak Kilyos evimizden en az bir saat uzaklıkta ve sadece gidip dönmek bile Osman’ ın beslenme saatini kaçırmak demek.
Benim gibi pratik biri için, evden çıkışımız epey merasimli oldu. Hazırladığımız çantada Osman’ ın biberonu, maması, havluları, bebek alt değiştirme örtüsü, pamuklar, krem ve pudralar ve tabii elimizde Osman’ ın evi, cümbür cemaat bindik arabaya.
Karadeniz’in kıyısındaki mekan, çok özlediğimiz buram buram deniz kokusu eşliğinde, dostlarımızın sohbetiyle birlikte gerçekten çok iyi geldi bize. Yemeğin ortasında özlemle yad ettiğimiz anılar, telefonumun alarmıyla bölünüverdi ve Osman’ ın yemek saati için hazırlık başladı.
“Kaçınılmaz Yargı”nın Geldiği An
Her şeyi planlayan ben, tabii ki düşünmüştüm bunu da, açık alan da olsa kimseyi rahatsız etmeyecektim mekânda. Arabaya gittim, kaputun üzerine örtüyü serdim, üzerine pamukları, kokusuz ıslak mendili, suyu, biberonu, pudrayı koydum, nazikçe Osman’ ı evinden çıkardım ve beslemeye başladım. Dikkatim o kadar Osman’ a yoğunlaşmıştı ve her emme sesiyle o kadar mutlu oluyordum ki, çevremdeki insanlara hiç dikkat edemiyordum. Bir yandan Osman’ a methiyeler düzüyor, diğer taraftan çişini yaptırmaya çalışıyordum ki, arkamdan güçlü bir ses duydum
-Ah şu şımarık zengin karılar

Yanımızdan geçen teyzem, elinde torbalarla yokuşu tırmanmaya çalışırken, delici bakışlarıyla da bizi süzüyor ve kafasında dahil olduğumu hiç de zannetmediğim bir çekmeceye itinayla yerleştiriyordu beni, onun için yakınlarına kınayarak anlatacağı bir hikâye oluvermiştim bir anda.
Elimde olmadan gülmeye başladım ben de ve itiraf etmeliyim ki teyzeme çaresizce hak verdim. Ya boş işler peşindeki bir kokoş ya da deli gibi gözüküyor olmalıydım…
“Kaçınılmaz Yargı” ile Yaşamak
Ön yargılar düşman olmak zorunda değil aslında, varlar çünkü bazen de koruyup kollarlar bizi. Örümcek hislerimiz tehlike gelmeden hissedebilir ve alarm durumuna hızla taşırlar beynimizi, dolayısıyla onlardan vazgeçmeye çalışmak, akıntıya karşı kürek çekmek olabilir.
Ancak yaş aldıkça öğreniyorum ki iki şey çok hayati: Öncelikle kabulün eksik veriyle gelen “ön yargı”dan kaynaklandığını fark edebilmek, sonra da statik hesabı yapılmamış binayı bu tekinsiz temel üzerine inşa etmeye çalışmamak.
Akla en uygun olanı, doğru datayı objektif olarak toplayıp analizini yapmak, bazense asla tüm gerçeklere sahip olamayacağımızı görüp, ihtiyaç yoksa sonuca varmamak.




Yorumlar